Çocuk Mahkemesinde Cübbe Giyilir mi? Bir Ekonomistin Perspektifinden Adaletin Görünmeyen Maliyeti
Bir ekonomist için her şey “kıt kaynaklar” meselesidir. Sadece para, emek ya da sermaye değil; dikkat, güven, adalet duygusu gibi soyut değerler de ekonominin bir parçasıdır. Çünkü toplumun refahını belirleyen şey sadece üretim miktarı değil, o üretimin hangi değerlere yaslandığıdır. Çocuk mahkemesinde cübbe giyilip giyilmediği sorusu, ilk bakışta hukuki bir merak gibi görünür; oysa bu soru, adaletin sembolleriyle kaynak yönetimi arasındaki derin bağa da dokunur. Adalet sisteminin her bir unsuru —bir cübbenin kumaşından mahkeme salonunun dizaynına kadar— toplumsal güvenin ekonomik değerini yeniden üretir ya da zedeler.
—
Adaletin Görünmeyen Ekonomisi
Ekonomi, sadece piyasada mal ve hizmetlerin dolaşımını değil, sembollerin ve kurumların değer üretim biçimlerini de inceler. Çocuk mahkemesi, bu anlamda özel bir “kurumsal ekonomi alanı”dır. Burada mesele, sadece bir kararın alınması değil; aynı zamanda o kararın hangi duygusal ve sembolik ortamda alındığıdır.
Cübbe, adaletin formel simgesidir. Ancak çocuk mahkemelerinde genellikle hâkimler ve savcılar cübbe giymez. Bunun nedeni, çocukların psikolojik olarak yargılanma duygusunu en aza indirmek, otorite baskısını azaltmaktır. Bu uygulama, yüzeyde insancıl bir yaklaşımdır ama derininde ekonomik bir rasyonaliteyi de taşır. Çünkü adalet sisteminin meşruiyeti, vatandaşın sisteme güveniyle doğru orantılıdır. Güven azaldığında, sistemin işlem maliyeti yükselir. Bu da dolaylı bir ekonomik yük anlamına gelir.
Kısacası, “cübbesiz yargılama” uygulaması, sembolik bir maliyetin azaltılmasıdır: devlet, çocukların gelecekte sisteme yabancılaşmasını önleyerek uzun vadeli sosyal sermayeye yatırım yapar.
—
Piyasa Dinamikleri ve Adaletin Değeri
Bir ekonomist gözüyle adalet, kamusal bir maldır. Tıpkı hava, yol ya da güvenlik gibi herkesin faydalandığı ama kimsenin tek başına üretemediği bir hizmettir. Cübbe, bu kamusal malın “kalite sertifikası” gibidir; varlığı güveni temsil eder. Ancak çocuk mahkemelerinde bu sembol bilinçli olarak geri çekilir.
Bu durum, piyasadaki “asimetrik bilgi” kavramını çağrıştırır. Yetişkin bir birey için hâkimin cübbe giymesi, onun otoritesinin açık bir göstergesidir; fakat çocuk için bu durum korku ve yabancılaşma yaratabilir. Devlet, bu bilgi asimetrisini minimize etmek ister. Dolayısıyla, çocuk mahkemesinde cübbesiz bir hâkim, bilgi ve otorite arasındaki dengeyi daha adil bir biçimde yeniden kurar.
Ekonomik açıdan bakıldığında, bu yaklaşım “toplumsal verimliliği” artıran bir tercihtir. Çünkü çocukla kurulan güven ilişkisi, gelecekte suça eğilimi azaltabilir, rehabilitasyon sürecini hızlandırabilir ve toplumsal maliyetleri düşürebilir. Bir başka deyişle, cübbesizlik kısa vadede sembolik bir kayıp, uzun vadede ekonomik bir kazançtır.
—
Bireysel Kararlar ve Toplumsal Refah
Bir ekonomist, bireylerin rasyonel davrandığını varsayar; ancak gerçek yaşamda duygular, algılar ve semboller karar süreçlerini yönlendirir. Çocuk mahkemesinde cübbe giymemek, bu duygusal gerçekliğe yapılan stratejik bir uyumdur.
Hâkim veya savcı, bireysel düzeyde “otorite göstermekten” feragat eder. Bu feragat, kısa vadeli bir kişisel güç kaybı gibi görünse de, uzun vadede sistemin sosyal sermayesini artırır. Toplumsal refahın artması, bu tür bireysel feragatlerin toplamıyla mümkündür.
Burada ekonomi biliminin “fırsat maliyeti” kavramı devreye girer: Cübbe giyilmemesiyle kaybedilen sembolik otorite, çocukların güveni, rehabilitasyonu ve sisteme bağlılığı olarak geri kazanılır. Toplumun genel refahı için bu, son derece kârlı bir değişimdir.
—
Geleceğe Yönelik Ekonomik Senaryolar
Eğer adalet sisteminde bu tür insani yaklaşımlar yaygınlaşırsa, uzun vadede “güven ekonomisi” güçlenir. Bu güven, sadece hukuk sistemine değil; finansal piyasalara, yatırımlara, eğitime ve üretkenliğe de olumlu yansır. Çünkü güvenin olduğu yerde işlem maliyetleri azalır, üretim artar, bireyler risk almaktan çekinmez.
Çocuk mahkemelerinde cübbenin sembolik yokluğu, aslında geleceğin ekonomisinde görünmeyen bir yatırımdır: korkunun yerine güven, cezalandırmanın yerine yeniden inşa kültürünü koyar. Bu kültür, sürdürülebilir bir refahın da temelidir.
—
Sonuç: Cübbenin Yokluğunda Artan Değer
“Çocuk mahkemesinde cübbe giyilir mi?” sorusu, yüzeyde bir protokol meselesi, derininde ise bir ekonomik tercih sorusudur. Devlet, görünüşte bir sembolden vazgeçerken, gerçekte geleceğe yatırım yapmaktadır. Ekonominin diliyle söylersek: kısa vadeli sembolik maliyet, uzun vadeli toplumsal faydaya dönüşmektedir.
Cübbenin yokluğu, bir eksilme değil; ekonomik bir yeniden dağılım stratejisidir — otoriteden güvene, korkudan refaha doğru. Şimdi siz düşünün: geleceğin ekonomisinde adaletin maliyeti mi yüksek olacak, yoksa adaletin eksikliğinin maliyeti mi?
—